İş hayatının yoğunluğunda kaybolduğun bir anda, daha fazla para, daha fazla güç peşinde koştuğun bir anda gelen bir telefonla irkilirsin. Normalde aramayan biridir ya da mesaj atmayan birisi. Gelen mesajın içeriği de kuvvetle muhtemel bir insanla ilgilidir. Çok sevdiğin birisidir.
Öyle bir an olduğunda herşeyi bırakıp sevdiğimize yöneliriz. İşimizde kaybolduğumuz uzun zaman dilimlerine inat sevdiklerimizin farkına varırız. Oysa onlar hep oradadır ve biz hep hiç gitmeyeceklermiş gibi hareket etmişizdir. Bir ağrı teper içinizde biryerlerde, sesler anlamsızlaşır, görüntüler kararır. Bir acının ilk anıdır; oysa kanayan da kanatan da kendimizizdir.
Sevdiklerinize sıkı tutunun. Onların farkında olun. Birgün iflas edebiliriz, ertesi gün zengin de olabiliriz. Lüks arabalara da binebiliriz, toplu taşımaya binecek paramız da olmayabilir. Bunların hepsi geçici şeyler. Önemli olan gittiği zaman geri gelemeyecek şeylerin farkında olmak. Eğer onlara vakit ayıramıyorsanız, onlara değer veremiyorsanız; hayatta birşeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir.
Sevdiklerinizin farkında olun, onlara sıkı sıkı tutunun.
31 Mayıs 2014’de canımdan öte kardeşim Hüseyin’in ve sevgili Sebuş’un annesi, Hasan Çolak’ın kıymetli eşi Münevver Çolak’ı kaybettik. Başımız saolsun.
Bir yanıt yazın