Daha yalın…
Kendi hayatımı sadeleştirmeye doğru uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verdim. Çevremdeki herşey daha komplike bir hal alırken içimde herşeyi en sade haline getirmek için karşı konulamaz bir arzu var. Bakalım bu yolculuk beni nereye götürecek göreceğiz.
Fark etme evresi
Bir yazı yazmadan önce hangi fontu kullanacağınıza nasıl karar verirsiniz ? Mesela bilgisayarda birşey yazıyorsanız ve Word’u açtıysanız bu font otomatik olarak Calibri olarak ayarlanır. Çoğu insan hangi fontu kullandığını fark etmez bile. Önemli olan işini bitirip programı kapatmaktır çoğu kişi için. Oysa yazı yazmak ve o yazıyı okumak bir keyiftir. İnsanı okumaya bağlayan en önemli etkenlerden birisi de beyaz kağıt üzerinde o siyah harflerin çekiciliğidir.
O zamanlar fark etmemiş olsam dahi “Tahoma” fontu bir anda web sitelerini güzel kılabiliyordu. Karakterler arasındaki ince boşluk herşeyi daha güzel gösteriyordu. Tahoma tırnaksız dediğimiz “sans-serif” bir fonttu. Bu duyguyu uzun zaman sonra yüksek çözünürlüklü ekranların yükselişi ile birlikte tırnaklı dediğimiz “serif” fontların hayatımıza tekrar girişi ile hissettim. Sanki herşey üzerindeki binlerce detayı kaybedip bana sadece tek bir şey anlatmaya çalışıyordu.
Yazı tipleri hakkındaki bu hissiyatımı Apple’in iOS 7’ye geçerken arabirimdeki yaptığı değişiklik de pekiştirdi. Dizaynda kullandığı parçalar artık gerçek hayattan birşeyin sanallaştırılmasından ziyade birbirinden keskin farkları olan renkler üzerine kurgulanmış ikonlara dönüştü. Ortaya çıkan görüntü çok netti. Aslında günümüzde ihtiyaç da çok netti; herşey kısa, öz ve net olmalıydı. En doğru bilgi en detaysız ve en hızlı şekilde aktarılmalıydı. Kitapların artık “sesli” bir şekilde elektronik cihazlarda daha hızlı okunduğu dönemlerde yazıya oturup uzun paragraflar okumak bir insan için gerçekten pahalı bir hobiydi.
Bir yazı tipi herşeyi değiştirebilir mi ?
Yazı yazmayı seviyorum. Beyaz sayfalarda yüzlerce harften oluşan cümleler kurmayı, sonra da yazı tiplerinin beyaz üzerindeki muhteşem duruşu beni hep cezbetmiştir. Yazı yazmak aynı zamanda aklımdaki düşüncelerimi kağıda döktüğüm ve zaman zaman geri dönüp baktığım naçizane hobim. Yazıya oturduğumda fark ettim ki dikkatimi dağıtacak herşeyden kaçınmaya çalışıyorum. Bu sebeple öncelikle dikkatimi dağıtacak çoğu şeyin olmadığı bir arabirime ihtiyacım olduğunu keşfettim. Bu konuda IAWriter karşıma çıktı. Sadece ama sadece yazı yazmak üzerine tasarlanmış basit bir uygulama. Latex yazar gibi sadece basit birkaç işaret ile yazdığınızın başlık, altbaşlık v.s. olduğunu belirtebiliyorsunuz. Karmaşık menülere girip birşeyleri seçmek zorunda değilsiniz. Sadece aklınızdan geçen düşünceler ve siz. Şunu belirtmemde fayda var; herşey bu kadar net ve yalın olduğunda aklınızdaki düşünceler de çok net oluyor.
Yazı yazma konusunda sadeliğe eriştikten sonra yazı tipinin seçilmesi işi kalmıştı. Hiç merak ettiniz mi Apple ürünlerindeki yazı tipleri (ve hayatta pek çok reklamda gördüğünüz) yazı tipleri neden bu kadar güzel ? Yazı tipi seçme konusundaki yolculuğum “Helvetica” ile başladı. Helvetica dünya üzerinde en çok kullanılan İsviçre kökenli bir yazı tipi. Hatta bu yazı tipi üzerine bir film bile mevcut. Yazdığım yazılarda mesajımı net vermek istiyordum ama tırnaklı yazı tiplerinin güzelliğinden de vazgeçmek istemiyordum. Daha sonra Georgia ile birkaç denemede bulunduysam da yüksek çözünürlüklü ekranlarda istediğim güzelliği bana sağlamıyordu. Araştırmalarım sonrasında internet üzerinden kullanımı ücretsiz ve her cihazda yüksek çözünürlükte çalışabilen bir yazı tipi olan “Lora” ile ilerlemeye karar verdim. Şunu belirtmemde fayda var; Helvetica gibi yazı tipleri ücretli yazı tipleri. Web sitenizde kullanmak istediğiniz durumda lisanslamanız gerekiyor. Şuanda okuduğunuz bu yazı Lora ile yazılmış tırnaklı bir yazı. Beyaz ekran üzerideki duruşu sizin takdirinize bırakıyorum.
… devam edecek
Bir yanıt yazın