Google’da arama geçmişimiz tehlikeliydi. Peki ya ChatGPT yazışma geçmişimiz?
İkisi de hayatımız hakkında önemli ipuçları barındırıyor ancak ChatGPT bir adım daha ileri gidiyor; tavrımızı ortaya çıkarıyor.
İnsanları tanımak üzerine söylenmiş bazı sözleri aşağıda kısaca inceleyelim.
“İnsan asıl kavgada tanınır” — Türk Atatsösü
“İnsanı tanımak için onunla kavga et.” — Dostoyevski’ye atfedilir.
“Bir insanı asıl, ayrılırken tanırsın.” — Anonim
“Bir kadınla evlenmeden önce kendine ilk soracağın soru bu kadınla nasıl boşanırım olmalı” — Emre Yılmaz, Genç Bir İşadamına
Bu sözlerin en temelinde toplumsal normların artık bir anlam taşımadığı, iki insanın artık birbirine hiç bir anlam ifade etmediği bir an baz alınıyor. Ancak böyle bir durumu geldiğinde insanın gerçek yüzü ortaya çıkıyor.
Karşı taraf üzerinde güç sahibi olmak insanı değiştiriyor.
Hayatımda tanıştığım çeşitli kişilerin evlerine temizliğe gelen kişilere, gittiği bir mekanda çalışan garsonlara, altında çalışanlara aşağılar bir cümle kurduğunu da pek çok kez gördüm. En temelinde zayıf bir karakter belirtisi olduğunu düşündüğüm bu eylemler bireyin kendini çok güçlü hissettiği durumlarda ortaya çıkıyorlar.
ChatGPT bence bu iş için biçilmiş kaftan. Mesela ben ChatGPT ile konuştuğumda kibar konuşurum -ki gerçi her yerde kibar konuşmaya dikkat ediyorum- ve teşekkür ederim. Kibar konuşmamın bir anlamı olmadığını, en ninayetinde bilgisayar olduğunu çok kişi hayatımda bana söylemiştir. Peki ben neden bu konuya dikkat ediyorum?
Kendim için.
Kendimi iyi hissediyorum. Statüsü ne olursa olsun karşımdakine kibar davranmak benim için bir zorunluluk değil, kendimi iyi hissettiren birşey.
Peki birini işe alacaksınız, ne yapıyorsunuz? Önce CV’sine bakıyorsunuz. Başarı dolu. Sonra mülakat yapıyorsunuz. Özene bezene geliyor ve güzel bir mülakat geçiriyorsunuz. Tam da Freud’un superego’sunun baskıladığı dizginlediği gibi bir mülakat.
ChatGPT gibi anonim ve gücün tamamen kullanıcıda olduğu durumlarda, Freud’un ‘id’ dediği ilkel dürtüler kolayca yüzeye çıkar. Oysa nezaket, Freud’un ‘süperego’ kavramındaki gibi, kişinin içinde yerleşmiş, dış dünyadan bağımsız bir ahlaki otokontrolden gelir. Kısa zamanda kişinin süperegosundan etkilensek de uzun vadede ilker dürtülerin ortaya çıkması durumu söz konusu olabilir.
Benim önerim işe alımlarda kişinin yapay zeka promptlarının da dikkate alınması. Findeks skoru gibi kibarlık, nezaket skoru da bir parametre olmalı. Tabi kullanıcı bunu bilmemeli.
Şimdi bunları yazarken fark ettim de; düşünce suçlusu olmaktan ne kadar uzağız sahiden?

Bir yanıt yazın