Hayatı Optimize Etmek

Üniversitede işlemciler üzerine bir derste ilk defa karşıma çıkmıştı optimizasyon kavramı. Elle tutulur, gözle görülür haldeydi. Değişik işlerden bir süreç vardı; onu parçalara bölüp işlemciye öyle veriyordunuz. O da son noktasına kadar efektif çalışıp işlemi gerçekleştiriyordu.

Hiç merak etmediniz mi Pentium 4’e kadar Intel Ghz üzerinden reklam yaparken artık neden hiçbir işlemcinin Ghz’inin önemi yok ? Hiç merak etmediniz mi ?

İnsan’ın birşeyleri tasarlarken en büyük ilham kaynağı doğa ve kendisidir. Uçan kuşlara bakarak uçak, insana bakarak makineler tasarlamıştır. İnsan kendini daha iyi bir hale getirirken tasarımlarını da daha verimli ve estetik kılmak istemiştir. Böylelikle hayatı optimize edebilmenin önemi daha da ortaya çıkmıştır.

Pek çok yerde okuyorsunuzdur; daha uzun süre mi çalışmak daha verimli mi çalışmak karşılaştırmalarını. Hayat artık uzun ve verimsiz çalışmaları taşıyamayacak kadar yoğun. İşte bu durum içerisinde benim en büyük takıntılarımdan birisi de hayatı optimize etmek.

Yanlış anlaşılmasın; aldığım keyiften hiçbir ödün vermiyorum. Tam aksine zamanı verimli kullanmanın tüm fırsatlarından faydalanıp keyifli pek çok faaliyette bulunabiliyorum. Optimize etmek vakti verimli kullanabilmek ile başlıyor. Sabah kalkıp önce çayı demleyip sonra kahvaltıyı hazırlamak gibi. Çünkü çayın demlenmesinin uzun süreceğini bilirsiniz. Ya da bozulan bir ürününüz için çağrı merkezini aradığınızda sizi bekleteceğini bildiğiniz için hoperlör’e alıp işinize devam etmek gibi.

Hayat kendisi optimizasyondan bihaber. Düşünün hala fatura ödemek için kaç kişi fatura merkezlerine gidiyor, havale yapmak için şubeye gidiyor. Oysa bunların hepsini mobil cihazlardan yapmak mümkün. İçinizde yine onların da keyfi başka diyenler çıkabilir ama oradan arttıracağınız zamanı başka yerde kullanamamanın fırsat maliyetini hiç düşündünüz mü ?

Kendinize zaman ayırın. Sevdiklerinize zaman ayırın. Bu zamanı ayırmak için başka şeylerin zamanını kısmanıza gerek yok; nasıl daha efektif yapabileceğiniz üzerine kafa yorun kafi.

Hiçbirşey sizin vaktinizden daha değerli değil.

Bu arada unutmadan; etrafınızda tembel birisini bulundurmanızda fayda var. 🙂