Kurumsal yaşamın basamaklarını çıkmaya başladığımda kişilerin kartlarında yazan görevleri dikkatimi çekmeye başladı. Çünkü ne anlama geldiğini bile tam bilmediğim bir pozisyonum vardı; “Proje Sorumlusu”
Tabi pozisyonun adına kim bakar; işe girmiştim ya önemli olan oydu. “Proje Müdürü”, “Cart Direktörü”, “Curttan sorumlu GMY”, “Genel Müdür”, “Cart Curt Kurulu Üyesi” çok dikkatimi çeken pozisyonlardı. Belki bende birgün öyle bir pozisyona sahip olur sopa yutmuş gibi gezerdim plazalarda. Olmaz mı?
Oldu da. Çok uzun da sürmedi. 29.01.2016’da büyük bir şirkette “Yönetim Kurulu Üyesi” oldum. Apar topar kart bastırttım. Aman allahım nasıl heyecan? Dışarıda kendimi tanıtırken havalar cıvalar ama görevlerimde hiçbir şey değişmedi. Hala aynı şeyi yapıyordum; güneş enerjisi santrali projesi geliştirip, inşa edip işletiyordum. Aldığım kararların çoğu günlük, küçük bir kısmı da 1-2 ay ilerisine aitti.
Bence yöneticiliğin kudreti, yöneticinin düşünsel olarak içinde bulunduğu zaman diliminin bugüne olan mesafesi ile doğru orantılı. Örneklersek; yeni açılmış bir limited şirketin genel müdürü (CEO) ile Apple’ın CEO’su (genel müdürü) aynı güçte mi? Aslında resmi olarak ikiside Genel Müdür/CEO. Tamam bu çok uç bir örnek oldu; biraz daha karşılaştırılabilir şeyler düşünelim.
2-3 tane marketi 10-15 tane çalışanı olan nispeten küçük bir market zincirinin genel müdürü mü daha yöneticidir yoksa 4-5 çalışanı olan yurt dışına yeni yeni satış yapan bir FinTech girişiminin mi?
Yöneticileri genelde Lider/Yönetici (Micro-manager) ayrımına tabi tutuyoruz. Çok güçlü micro manager’lar olduğu gibi hiçbir süreci yönetemeyen vasat liderler de görebiliyoruz. O sebeple bu iki boyutlu denkleme bir üçüncü boyut eklemek gerekli; bu kişi ne kadar gelecek ile ilgili kararlar veriyor ve ne kadar iyi kararlar veriyor? Ya da benim durumuna dönecek olursak; 2016 yılında genç bir YK üyesi olarak ne kadar karar verebiliyorum / gelecekte yaşıyorum?
Günümüz Türkiye’sinde -hatta dünya genelinde- bir “title” avcılığı var. Çoğu beyaz yaka aslında yaptığı işi gerçek anlamı ile yansıtmayan görev isimleri ile donatılmış durumda. Hatta pek çok şirket de bunu maaşına zam yapmamak için kullanıyor; bu sene maaşa zam yapamadık ama size “title” verdik gibi.
Şirketlerin de kendi içerisinde bir “proje” olduğunu düşünecek olursak aslında hepimiz bir proje yöneticisiyiz. Sadece yönettiğimiz projeler ve bu projelerdeki yönettiğimiz zaman dilimleri farklı. Elon Musk zamanında tüm title’larını kaldırdığını beyan etmişti. Benzer bir düşünce yapısıyla bunu yaptığını düşünüyorum.
Peki, gelelim bu blog yazısının muhasebesine. Siz ne kadar yöneticisiniz? Bir haftada ne kadar karar alıyorsunuz? Bu kararların ne kadar gündelik işler, ne kadar geleceğe yönelik işler? Şirketin faaliyetlerinin sürdürmesini sağlayacak kadar kararlar alan ve kararları en fazla 1 aylık olan bir yönetim kurulu üyesi genel müdür müsünüz yoksa şirketin 1-2 sene sonrasını bugünden planlayan bir proje yöneticisi misiniz? Aman dikkat; sorunun cevabını beğenmeyebilirsiniz.
Sevgiler,
Bir yanıt yazın