Yücel’in Çiçekleri

Küçüktüm, küçücüktüm,
Oltayı attım denize;
Bir üşüşüverdi balıklar,
Denizi gördüm.


Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı;
Kuyruğu ebemkuşağı renginde;
Bir salıverdim gökyüzüne;
Gökyüzünü gördüm.

– Orhan Veli Kanık

Ne zaman bir anadolu şehrinde küçük bir çocukla karşılaşsam “coğrafya senin kaderindir” diye düşünmeden edemiyorum. İstanbul’un karışık mimarisinden ari; temiz ve net. Herşey olması gerektiği gibi.

Köy enstitüleri de bu gençlerin hayata kazandırılması üzerine yapılmış bir çalışma idi. Ben doğduğumda köy enstitüleri çoktan kapatılmıştı ama Türkiye Cumhuriyeti’nin onca yıllık ömründe kapatılmasının üstünden bu kadar zaman geçmesine rağmen hala konuşuluyor olması dikkatimi çekti. Kim genç nüfusun kazanılmasının önüne geçmek isterdi ki?

Gençlere eğitim hayatlarında İstanbul’da okumaları; orada yaşamaları gerektiği genelde anlatılır. Çünkü İstanbul’da her imkan vardır. Bu doğru bir söylem olmakla beraber herkes için geçerli değil. Çünkü bu vatanın Türkiye’nin her yerinde yetişmiş evlatlara ihtiyacı var. Köy enstitüleri bu insanları bulup eğitip onları eğitmen/sağlıkçı olarak geldikleri yerlere gönderiyordu. O yıllarda ülkenin en fazla ihtiyaç duyduğu alanda eğitmen yetiştiriyorlardı. O zamanlar öğretmenler eksikti; bugün ise öğretmenler kadro bulabilmek için yaşam mücadelesi veriyor. Eğitimde kalite ise tartışmaya açık bir konu.

Köy enstitüleri gibi bir yapının günümüz koşullarında uygulanmasını beklemek çok hayalperest olur ama açık kaldığı zaman dilimi için ülkeye muazzam bir katkısı olduğu kesin.

Gerek bugüne kadar çalıştığım stajerlerime, gerek ekip arkadaşlarıma hep bilgiyi paylaştım. Çünkü inandığım tek şey; onların bu bilgiyi alıp üzerine ekleyerek kat be kat güzel olaylara vesile olacakları. Mesela on yıldan fazladır güneş enerjisi hesaplama yazılımlarını kullanırım, yeni ekip arkadaşımız kısa sürede programa hakim oldu ve hiç kullanmadığımız özelliklerini kullanır hale geldi. Üniversite yıllarında mentorluğunu yaptığım bir arkadaşımız başarılı bir hukukçu oldu; bugün kendi alanında pek çok konuya değer katıyor.

O sebeple köy enstitüleri sadece bir eğitim/öğretim kurumu olmanın dışında aslında bir ideolojidir de. Gençlerin ne kadar güzel işler başarabileceğini gösteren bir ideoloji. Atatürk’ün gösterdiği bu yolda ekipçe ilerlemeye devam edeceğiz. Bilgimizi gençlerle paylaşacağız. Onları bu alana kazandırmakta gayret göstereceğiz. Onlarla bir olup daha nice başarılara el atacağız.

Bütün ümidim gençliktedir.

– Mustafa Kemal Atatürk

19 Mayıs 1919’dan 100 yıl sonra; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramında aşağıda size “Yücel’in Çiçekleri” belgeselini paylaşıyorum. İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Âli Yücel’ın gözünden “Köy Enstitüleri”. Keyifle seyretmeniz dileğiyle.


Yazılar eğer ilginizi çekiyorsa aşağıya eposta adresinizi yazarak abone olabilirsiniz

Her yeni makale yayınlandığında size e-posta gönderilecektir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir