“Ne olacak bu zeytincinin hali ?”
Bu soru yıllar yılı dedeme dizlerini dövdürmüştür. İlk duyduğum zamanlarda tabi bir anlam verememekle birlikte dedemin bana karşı lobicilik faaliyeti yaptığını bile düşündüğüm oldu. Sonra fark ettim ki; zeytinci periyodik olarak yakınıyor. Lakin bu konuyu sadece zeytincilere indirgemek doğru olmaz; ben daha hiç “Pamuktan voleyi vurduk be!” diyen bir çiftçiye de denk gelmedim.
Hissiyati yaklaşımları, Tariş’in yağı kaçtan alacağının heyecanını ve Ayvalık’ta ki demirbaş zeytinyağcıların rakı masasında piyasayı fiyatladığı rivayetlerini de bir köşeye bırakarak en eski usullerle bir piyasa analizi yapmak heralde insanın önünü görmesi açısından faydalı olacaktır.
Kullanacağımız analiz için kullanacağımız alet edevat gayet basit. TÜİK’ten Zeytin üretim raporları, 2000-2013 TCMB döviz kurları, NOAA meteoroloji istasyonu raporları, korelasyon ve birkaç grafik.
Analiz detaylarına girmeden önce korelasyon’u basitçe açıklayayım. Korelasyon 2 grup değişken arasındaki ilişkiyi irdeler. Mesela mevsim sıcaklıkları ile zeytin üretimi. Korelasyon sonucu 1 ile -1 arasında değişir. 1 doğru orantılı olarak artar demek, -1’de ters orantılı olarak artar/azalır demek. 0’a ne kadar yaklaşırsa arasında o derece ilişki yok anlamına gelir.
Daha derine inmek isteyenler aşağıdaki denkleme bakabilir.
Neyse; çok daha kafa karıştırmadan konuya gelelim. Ne olacak bu zeytincinin hali ?
Öncelikle şunu belirteyim; enflasyon sebebiyle üretici her sene bir önceki seneye nispeten daha pahalıya yağını satıyor. Bu sebeple fiyatlarda TL değil; ekonomik etkilerden nispeten arındırılmış $’ı kullanacağım. Analizlerde baz almanız gereken dolar kurları şöyledir.
Şimdi gelelim zeytin fiyatlarına ve üretim verilerine
Bu grafiklerde ham veriler yer almakta. Şimdi bakalım bu verilerden işe yarar birşeyler çıkarabilirmiyiz ?
Zeytin fiyatlarını aylık bazda bir grafiğe oturttuğumuzda ve lineer trende baktığımızda Zeytin’in 2013 – 2014 yıllarında trendin oldukça altında kaldığını görebiliriz. 2007 ve 2008’de yaşanan bolluktan sonra 2010 yılında düşüş başlamış ve 2013’e kadar sürmüştür. Bu grafiğe göre 2.0TL/Kg olan yağlık zeytinin yaklaşık olarak  4.5TL/Kg olması demek. Bu grafiği baz alarak bir karar varmamız doğru olmaz.
Şimdi eskilere geri gidelim ve Arz-Talep-Denge üzerinden hareket edelim. Üretimlere göre zeytin fiyatları.
Zeytinyağı emtia sınıfına daha uygun bir ürün. O sebeple grafikte üretime karşın fiyatlamanın her ters orantılı olduğunu görebilirsin.
Yağlık zeytin’in fiyatı ile olan korelasyonu : -0,76. Yani ikisi birbirine ters orantılı şekilde oldukça ilişkili.
Sofralık Zeytin’e bakacak olursak fiyatı ile korelasyonu : -0,07. Burada sofralık zeytinin fiyatı ile ilişkisinin düşük olduğunu görüyoruz lakin değerin eksi olması sebebiyle birbirlerine ters orantılarını nispeten koruyorlar. Lakin pazar büyüklüğüne de dikkat etmek gerek.
Pazar büyüklüğü 2006 – 2008 evresinde büyüme gösterse de 2008 sonrası yine küçülmeye girmiştir. Bu küçülmenin çoğu çiftçiye olumsuz yansıdığını düşünüyorum. Özellikle 20087-2008 yılında elde edilen yüksek geliri baz alarak 2009’da icara girenlerin oldukça zarar ettiğini düşünüyorum.
Fiyatlar ve üretim geneline bakacak olursak Zeytin’in değersizleşmesi ile birlikte üretimde düşüş olmuş ve zeytin pazarı yeni bir dip noktası arayışına girmiştir. Bu noktada benim naçizane tavsiyem markalaşmaktır çünkü artık yüksek hacimli üretim yüksek oranda kar getirmemektedir. Üretimde -ki birçok başka alanda olduğu gibi- katma değer katan üretim esastır.
Piyasa analizinden sonra konuyu bir de meteorolojik olarak incelemekte fayda görüyorum. Türkiye’de bu analiz için 5 noktanın meteorolojik bilgilerinden faydalanacağım. Çanakkale, Edremit, Bandırma, İzmir, Manisa.
Zeytin üretiminde Mayıs 15-30 arası çiçek açtığını biliyoruz. Çiçeğin sağlıklı oluşumu ve Eylül-Ekim-Kasım yağmurlarının olumlu etkilediğini biliyoruz. Var yılı ve Yok yılı diye tabir edilen bu durumda meteorlojik olarak bir analiz yapalım.
Elimizdeki veriler:
1) Sıcaklıklar (Temp)
2) Çiğ (Yoğuşma) noktası (Dew point)
3) Ortalama yüzey rüzgarı
4) Maksimum rüzgar
Meteorolojik olarak Çiğ noktası ile ortalama sıcaklık arasındaki fark ne kadar düşük olursa yağmur veya yoğuşma o kadar fazla olur. Bunlar birbiri ile ilintilidir. Boş kısımların meteorolojik verile ulaşılamamıştır.
Buradaki değerlere bakacak olursak Çiğ farkının yüksek olduğu (Yoğun yağmurun yağmadığı) ve rüzgarın az olduğu dönemde Zeytinde dölleşme zorlaşmış ve o yıllar üretimde düşüş kaydedilmiştir. Şimdi bir de Eylül-Ekim-Kasım yağmurlarına bakalım.
Burada da Eylül – Ekim ve Kasım yağmurlarının nispeten olumsuz etkilediği görülüyor tabi bu noktaya bakarak bir çıkarım yapmak doğru olmaz ki Zeytin’in yağmurla birlikte hacim aldığı bilinir ama yağmur sebebiyle zeytin zarar görmüş de olabilir.
Elimizdeki son metrik olan Ekim-Kasım-Aralık rüzgarlarının üretime olan etkisine bakalım şimdide.
Buradaki sonuça bakarsak rüzgarın olumlu bir etkisinin olduğu gözüküyor lakin aralarında korelasyon yine o kadar güçlü değil (>0,75).
Çalışmaya bakacak olursak; mevsimsellik ile zeytin üretimini direk olarak şablon gibi ne yazık ki okuyamıyoruz ama trendler nispeten bize bir yaklaşım sunuyor. Zeytinde ve zeytinyağında asıl kritik nokta ekonominin en temelinde yatan denklem; arz, talep ve denge. 2006-2008 yıllarının kar marjı bu konuda yatırımcının iştahını arttırmış ama oluşan arz fazlası ise fiyatları aşağıya doğru çekmiştir. Hemen yukarıdaki grafikten görebileceğiniz üzere üretim miktarı trendi geçmiştir.
Zeytindeki bu darboğazın aşılması için gerekli olan tek şey pazarın büyütülmesidir. Zeytin’in daha çok yurt dışına ihrac edilmesi ve daha katma değerli  bir ürün haline gelmesidir. İç piyasa dinamikleri ile daha fazla büyümemiz mümkün değildir. Devletin tarıma yaptığı teşviklerin asıl altında yatan da üretim maliyetlerinin düşürülerek dış pazarda daha rekabetçi olunmasıdır.
Zeytin sektöründe “Ne olacak bu zeytincinin hali?” diyenlere duyurulur; siz pazarı büyütmek için çaba sarf etmedikçe bu pazar küçülmeye devam edecek; zeytinyağı da para etmeyecek 🙂
Tabi asıl sorunun cevabı aşağıda.
Kaynak : TÜİK Verileri (http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=1073). Â Zeytin ile ilgili TÜİK ile çelişen “International Olive Oil” in raporları kullanılmamıştır. İncelemek isteyenler (http://www.internationaloliveoil.org/documents/viewfile/4248-production3-ang/) ve (http://www.internationaloliveoil.org/documents/viewfile/4244-production1-ang/) adreslerinden inceleyebilir.
Bir yanıt yazın