Daha sade bir hayata doğru; gardırobu sadeleştirmek.

Hiç zor olmadı. En baştan söyleyim. Çat diye attım hepsin.

Gardırobum öyle bir hal almıştı ki heryerden birşeyler fışkıyordu.

Hiç takmadığım kravatlar (en son ne zaman kravat taktım hatırlamıyorum heralde profesyonel çalışırken), hiç giymediğim takım elbiseler ve hiç giymediğim birsürü şey.

İşlem bittiğinde 2 kocaman koli ağzına kadar dolmuştu. Neler attığımın bir önemi yok, önemli olan geride nelerin kaldığı.

  1. Yaz kış sadece beyaz ve siyah t-shirt giyiyorum. 5 adet beyaz tshirt, 5 adet siyah tshirt.
  2. Uyumak için kullandığım daha rahat (ve biraz daha eski) tshirtlerimden 5 adet.
  3. Uyumak için kullandığım birbirinin aynısın picama altından 2 adet
  4. 1 adet beyaz, 1 adet gri, 2 adet siyah sweatshirt.
  5. 3 adet birbirinin aynısı koyu lacivert kot.
  6. 2 adet Nike Pegasus ayakkabı.
  7. 10 adet sevdiğim gömleklerden.
  8. 4 adet lacoste yaka tshirt
  9. 20 adet iç çamaşırı ve çorap çifti.
  10. 2 adet kazak
  11. 2 adet mont ve türevi.
  12. 2 adet deniz şortu (neden 2 acaba? Bence birisi de verilebilir).
  13. 1 spor şortu, 2-3 tane de spor için t-shirt/atlet vb.

Peki gelinen nokta nedir?

Gardırobumun son hali

Neat & clean 🙂

Gardırobum daha fazla eşya ile dolu olduğu zaman kesinlikle daha az şey giyiyorum. Sürekli bir tanıdığım bildiğim şeyleri bulup giyme hali oluyor. Bu şekilde azaltılmış ve derli toplu olduğunda ise kıyafetlerimi daha efektif bir şekilde seçebiliyorum. Daha farklı varyasyon giyiyorum. Güne başlarken daha rahat hissediyorum.

Siz de deneyin. En azından gardırobunuzun %90’ını kaldırıp bir yere saklayın ve 1 ay boyunca dokunmayın. Kaç tane eşyayı arayacaksınız? Sonuçları şaşırtıcı olabilir.


Yazılar eğer ilginizi çekiyorsa aşağıya eposta adresinizi yazarak abone olabilirsiniz

Her yeni makale yayınlandığında size e-posta gönderilecektir.


Yorumlar

“Daha sade bir hayata doğru; gardırobu sadeleştirmek.” için 2 yanıt

  1. Tolgahan D. avatarı
    Tolgahan D.

    Aynı yöntemi senelerdir uyguluyorum, şimdiye kadar hiç zorluğunu görmedim. Ben ayrıca ofiste çalıştığım dönemlerde masamı da hep sade tutuyordum. Klavye fare ve monitör dışında masanın üstünde hiçbir şey olmazdı. Çekmecemde de genelde 1,2 tane kalem ve sürekli kullandığım birkaç eşya olurdu. Ayda yılda bir lazım olacak araçları da ofis dolabına koyuyordum. Fakat masanın boş olmasının bir dezavantajı var 😀 Ben olmadığımda ofise misafir olarak gelenler eşyalarını genelde benim masama bırakıyorlardı. Orayı boş sandıkları için sanırım. En nefret ettiğim diğer konu da benim masamda yemek yenmesiydi. Ne kadar uyarsam da yine yeniyordu. Sizin de ofisinizdeki masanızda da benzer dağınıklık varsa orayı da gözden geçirmenizi öneririm.

    1. Genelde derli toplu tutuyorum ama orada da bir elden geçirmenin vakti geldi galiba. Teşekkür ederim 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir