Babalar ve Oğulları

“Benim babam senin babanı döver.”

Kimbilir kaç kere duymuşuzdur bu cümleyi. Okulda, TV’de, sokakta… Her duyduğumuzda da gülüp geçeriz; o’nun babası neden bir diğerinin babasını dövsün ki hem?

Bence bu cümlenin altında bir tabu gibi konuşulmayan baba oğul ilişkisi yatıyor. Hatta bence Çağan Irmak’ın filmleri de bu yüzden başarılı. Bu yüzden babaları ve oğulları gözyaşına boğuyor filmleri çünkü insanlar sümen altı ettiği duygularını, hislerini filmle tekrar gün yüzüne çıkarıyor.

Babalık bir yolculukmuş; bu yolculuğa çıkabilmek için de baba olmak gerekiyormuş. Oğlum doğalı ve benim hayatım bambaşka bir akış alalı dört ay oldu. Hayata daha önce hiç bakmadığım bir kapıdan bakmaya başladım.

Bir erkek evladın ilk idolü babasıdır. Babası güçlüdür, babası herşeyi bilir, babası muhteşemdir; ne yöne baksa babasıdır o’nun için. Belki hiç “benim babam senin babanı döver” demedim kimseye ama hayatım boyunca babamla pek çok kez övündüm. Bir erkek evlat için babası her zaman sırtını dayayabileceği yıkılmaz bir çınardır.

Gurur kaynağı olduğu gibi, babalarının çöküşleri de en çok oğullarını yaralar; kimse bilmez. Sessiz sedasız sineye çeker evlat.

İnsan masanın diğer tarafına geçince daha iyi anlıyormuş. Hayatta bencilce bürünülmüş hırslar yerini baba oğul ilişkisinin en derin duygularına bırakıyor; artık başka birisi için de hayatta başarılı olmanın gerekliliği ortaya çıkıyormuş. Mutlu bir yuva kurabilmenin, oğlunu evde huzur ve güven ortamında büyütebilmenin önemi belirginleşiyormuş.

Oğlunun hayatta örnek aldığı en önemli kişi sen olacaksın; bu sorumluluğa hazır mısın?


Yazılar eğer ilginizi çekiyorsa aşağıya eposta adresinizi yazarak abone olabilirsiniz

Her yeni makale yayınlandığında size e-posta gönderilecektir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir