İşleyen demir pas tutmaz.
Bu sözü hiç iki insan arasındaki etkileşimde düşündünüz mü? Veya bir dostluğun zamanla nasıl yok olduğunu?
Genelde, gözden ırak, gönülden ırak gibi deyimler kullansak da aslında muhabbet iki insan arasındaki olumsuzlukların anti-tezi gibidir.
Peki muhabbet kaybedilebilir mi?
Muhabbet, yani iki insan arasındaki her türlü etkileşimin söze dökülmüş hali, zamanla farklı nedenden azalabilir. Önce küçük bir yarıktan sızar muhabbetsizlik. Kendini hemen hissettirmez. İlk bahaneler çok yoğunduk olur, sonra görüşemiyoruz olur. Sonra bir telefon gelir ama eliniz pek açmaya uzanmaz.
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
Bu muhabbetin veya etkileşimin azalması durumu, normalde sorun olarak da görmediğimiz pek çok negatifliğin de su yüzüne çıkmasına sebep olur. Küçük şeyler zamanla büyür. Daha önce takılmadığınız şeylere takılmaya başlarsınız.
Eksilen sadece muhabbet olmaz, iki insanın birbirine duyduğu saygı ve sevgi olur.
Bu konu benim biraz yakalamakta geciktiğim hatta çoğu zaman yakalayamadığım bir konu. Bazı arkadaşlıklarımda dönüp bakınca, aslında ne zaman uzaklaştığımızı bile hatırlayamadım. Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın sorusu beni bu konu üzerinde düşünmeye itti. Ben ailemle ne kadar konuşuyordum, ortaklarımla ne kadar konuşuyordum? Benim gibi sosyal konuda düzenli etkileşimde bulunan birisi bu etkileşimi ne aşamada yitiriyordu? Yitirdiğim sadece muhabbet miydi?
Kendime bu soruları sorduğumda artık işimin büyük bir kısmının etkileşim olduğunu fark ettim. Ofiste çalışırken birileri geldiğinde muhabbet etme konusuna ve insanlar ile düzenli etkileşim konusuna artık daha açığım. Çünkü bu da benim işimin, hayatımın bir parçası.
Peki sizin için? Muhabbet sadece gıybet mi? İnsana ayrılmış zaman diliminde kaç kişi ile aynı anda konuşabiliriz? Bir muhabbeti kaybetmeden önce, ona zaman ayırmanın ne kadar önemli olduğuna nasıl karar vermeliyiz?
Selamlar,
Bir yanıt yazın