Bir Hillsider olarak neden Personal Trainer’ımdan vazgeçip kendimin hocası oldum ?

Eğer sizde spora benim gibi önem veriyorsanız muhakkak üye olduğunuz bir spor kulübü vardır. Bu yaşıma kadar çeşitli spor kulüplerine üye oldum ama hiç şuan olduğum kadar profesyonel ve dikkatli çalışmadım.

Üye olduğum kulüplerin hepsi oldukça pahalı kulüplerdi. Ankarada Sports International’a üyeydim, İstanbul’da da Ataşehir Hillside Trio’ya üyeyim. Özetle ben bir “Hillsider”ım. Pahalı kulüplerin özenle boyanmış duvarlarına, siz kulübü ziyaret ederken ayağınıza giydirdikleri galoşa (biz hijyene önem veriyoruz havaları v.s.) hiç kanmayın. Dışı güzel içi boş kulüpler. Dışarıdaki ucuz spor kulüplerinden elbette daha temizler ama öyle fark atacak kadar değil.

Artık daha profesyonel bir amaçla spora gitmek için kulübe yazılıyorsunuz ki işte asıl kaybınız orada başlıyor. Arkadaşlarınız, tanıdıklarınız vasıtası ile %40 indirip alıp 5.000TL’ye üye oluyorsunuz (6 ay sonra kız arkadaşınızı üye etmek için tekrar fiyat aldığınızda %30 indirim veriyorlar lakin tekabül ettiği tutar 4.000TL oluyor o ayrı mesele. Kazığı yemişsinizdir bikere). İşte ilk yağ ölçümleri başlıyor. Herşey gayet güzel kurgulanmış kendinizi artık spora hazır hissediyorsunuz. Güzel bir deneyim elde edeceğinizi, fit olacağınızı felan düşünüyorsunuz. Ne yazık ki o işler öyle olmuyor.

Yurt dışında size program yazan kişiler MD. (Master of Doctorate) mezunu kişiler. Okuldan “Doktor” olarak çıkıyorlar. Size yazdıkları her programdaki her haraketin bir sebebi ve bir amacı var. İşin garip tarafı onların yönlendirmeleri ile yaptığınız herşey bir bütünde birleşiyor ve kısa sürede etkilerini size de gösteriyorlar.

Gelelim bizim spor kulüplerine; yağ ölçümünüzü aldınız çıktınız ilk programınızı yazdıracaksınız. Yeşil bir karta birkaç çentik atıyorlar. Neden bunları yapıyorum diye sorduğunuzda size bunların giriş seviye olduğunu, daha sonra turuncu kartlar ile özel programlar yapacaklarını söylüyorlar. Üzerinde yapmanız gerekenler printer çıktısı olan bir kartın programını heyecanla 20 gün tekrar ediyorsunuz. Ayna karşısında kendinizi seyrediyorsunuz felan ama pek birşey olduğu yok.

20 gün geçiyor, sıra geliyor ikinci karta. 5 dakika da yazıyorlar bir reçete. Soruyorum bu hareketler nedir ne değildir diye ? Yap işte şeklinde bir cevap alabiliyorsunuz. Hatta bir hoca’ya detay bir soru sorduğumda “Sana şuanda deli taklidi yapıyorum bilmiyorum” dahi diyebiliyor.

Mühendisliğin egosunu bastırmak için uğraşıyorum. Bu kişiler sporcular bir bildikleri vardır diyorum. Birkaç soru daha sorduğumda sana PT verelim diyorlar. O nedir diyorum ? İşte saatlik olarak hocalarla çalışıyorsun ekstra ücret karşılığında. Nasıl ya ? Daha yeni 5.000TL verdim kulübe daha ne parası ? İşte hocayla birebir çalışıyormuşsun, hareketleri doğru yapıyormuşsun karşılında daha hızlı gelişiyormuşsun. Deniyorum ama saçmalık olmaktan öteye gitmiyor. Kağıtta yazanları hoca yanındayken yapıyorsun. Sorduğun hiçbir soruya net bir cevap da alamıyorsun. Hocam şimdi neden bu kas grubu ? neden bunlar değil ? Peki 2 aylık planlama da nasıl hareketlerde devam edicez v.s. ? sorulara net cevap “Yap işte”.

PT’lerden gelen bu tatminsizlik artık biryerde çığrından çıkmaya başlıyor. Erkek hocaların güzel bayanların peşinden koştuğu (Hepsi değil, çok düzgün adamlarda var), bayan hocalara soru sorduğunuzda ise sanki onlara  asılıyormuşsunuz edasıyla cevap verdikleri bir durum ortaya çıkıyor zamanla. İnsanı kulüpten soğutuyorlar. Arada kullanıcılar için feedback istiyorlar; yazıyorsunuz ama yine hiçbirşey değişmiyor.

Sonunda (6 ay geçti açıkcası) anlıyorsunuz ki karşınızda PT diye duran kişi zaten az aldığı maaşı arttırmak için özel PT dersi satmaya zorlanan giriş seviye bir sporcu. Eğitim geçmişi ? Ehh biryere kadar. Kulübün, gelip 2 koşu bandına çıkıp “Ayy çok terledim şimdi bi hamburger yenir” mantığındaki insalara hizmet etmeye yönelik; bilginin arka planda kaldığı, şovun ön planda olduğu bir yer olduğu anladığınızda 6 ay geçmiş oluyor. Siz çoktan 2 yıllık üye olmuşsunuzdur. Üstelik hiç kullanmadığınız paketleriniz bile vardır, havuz paketi, kapalı havuz paketi v.s.

Sonra birgün bu bilgi açlığını, PT’lerin yetersizliğini ve fit olma arzunuzu kendiniz halletmeye karar verip, iş başa düştü diyip işe girişiyorsunuz. İş hayatında her süreci kendim ele almama rağmen sporda nasıl kendimi PT’lere emanet ettim bilmiyorum; heralde İngilteredeki MD’lerden gördüğüm başarıya ithafen oldu. Birdaha ? Asla.

Çözüm ? Apple App Store! 2$’lık bir uygulama ile hayattaki tüm sıkıntılarınız geçiyor. Şimdi koskoca Hillside Trio < 2$ iPad App ? Ne yazık ki. Bir yerde 5.000TL üyelik bedeli ödediğiniz ve her PT seansı için 110TL+ ödediğiniz bir yer, diğer tarafta 2$’lık bir app. App’in yönlendirmesinden sonra Hillside’in benim için bir avantajı kalmıyor. Giriş seviye bir spor salonundaki aletler ile de gayet bu hareketleri gerçekleştirebilirsiniz. Fitlinxx ?Saçmalık. Daha veri analizi bile yapamıyor.

Nedir bu program ? iMuscle.

Program gayet kullanışlı. Sizi 3 boyutlu bir iskelet karşılıyor. Sisteme kendinizi tanıtıyorsunuz. Facebook hesabınızla giriş yapmanız yeterli. Sonra iCloud hesabınızla da ilişkilendirip tüm çalışmalarınızın oraya kaydedebiliyorsunuz.

iMuscle (1)

Programda soldaki ana menüde kas gruplarınız gezebilirsiniz, egzersizleri gezebilirsiniz, çalışma programı örneklerini gezebilirsiniz ve progress stats menüsünde çalışmalarınızı, tekrarlarınızı, set sayılarını ve ağırlıkları görebilirsiniz. Üstelik size harikulade bir veri analizi de sunuyor.

Ayrıca vucudunuzdaki ölçülerinizi de girip gün be gün incelemenizi sağlayabiliyor.

Programın ana teması 3 boyutlu ve interaktif olması. Sizi ilk açtığınızda karşılayan 3 boyutlu model sağdaki butonlar sayesinde üst, orta ve alt kas gruplarına göre modeli yeniden şekillendiriyor.

iMuscle (3)

İlk iskeletorumuz. Vucudun en dışındaki kas gruplarını görüyorsunuz.

iMuscle (4)

Bir alt kas grupları.

iMuscle (5)

ve en alt kas grupları. Gözünü sevdiim adonis six packleri de burada 🙂

Dediğim gibi programın en önemli özelliği interaktif olması. Yeni ekranda gördüğünüz her kas grubuna tıklayabiliyorsunuz.

iMuscle (2)

Seçtiğiniz kas grubunun rengini parlatıyor ve tam olarak nereden nereye olduğunu gösteriyor. Bu kas grubunu çalıştıran ilk hareket grubunu ve bu kas grubuna da hitap eden ama asıl başka kasları çalıştıran hareket grubunu da “Secondary” olarak sunuyor. Ayrıca bu kasınızı yoğun çalıştıysanız sadece bu kas için gerekli gerdirme “Stretching” hareketlerini de sunuyor.

Haydi vucudumuzu tanıyalım 🙂 PT’ler bunları bilmiyor. Onlar için en önemli şey “Yap gitsin işte boşver napıcan!”

iMuscle (6)

Harekete tıkladığınızda karşınıza hareketli bir 3D model geliyor. Yani hareketi yaparken ve kas grubu çalışırken görebiliyorsunuz. Ekranın hemen altında da o kas gruplarını görüyorsunuz. Nereye nasıl etki ettiğini görmek çok keyifli. Sadece hareketleri ve kas gruplarını gezerek bile saatler harcayabilirsiniz bu programda.

Şimdi geçelim programın daha başka özelliklerine. Programların oluşturulması. Eğer isterseniz kendi programlarınızı yaratıp sağ üst köşedeki “Add to Workout” tuşuna tıklayabilir ve başka arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Bununla uğraşmak istemiyorsanız yapacaklarınıza göre ince bir şekilde ayarlanmış egzersizleri görüntüleyebilirsiniz.

iMuscle (8)

Amacınıza göre birçok program burada mevcut. Hepsinin ne sebeple tasarlandığı, ne amaca hizmet ettiği mevcut. Sizden boy, kilo v.s. birkaç bilgi istiyor sonra hedefleriniz doğrultusunda programı size uygun hale getiriyor. Spor salonuna geldiğinizda 110TL+ PT hizmeti yerine programda bulunan “Play” tuşuna basmanız yeterli. Program canlı olarak başlıyor.

iMuscle (7)

Yine canlı olarak gösteren 3D model eşliğinde hareketlerimize başlıyoruz.Her set için bilgi girip kaydedebiliyoruz. Aynı hareketi geçmişte nasıl yapmışız, en iyi skorlarımız nelermiş v.s. gbi anlık çok çeşitli verilere de ulaşabiliyoruz.

Program temelde bizim ihtiyacımız olan herşeyi, standart bir PT’den çok daha iyiye sunuyor. Üstelik çalışmalarınızın sonuçlarını çok kısa sürede görmeye başlıyorsunuz.

Bunun dışında program da tanımlı egzersizlerin bir listesini çalışma şeklinize göre görebilirsiniz, kas grupları, aletli aletsiz v.s. filtreleyebilirsiniz.

iMuscle (9)

ya da kendi vucut değişiminizi takip edebilirsiniz.

iMuscle (10)

Ya da kendinizi takip ettiğiniz yerde ölçümlerinizi kaydedebilirsiniz.

Fit bir vucut’a sahip olmanın yolu sağlıklı bir diyet ve düzenli olarak spor yapmaktan -ve bunları bilinçli olarak yapmaktan- geçiyor. Fit olmanın en öncelikli koşulu insanın kendi vucudunu tanıması. Kendi vucudunu, ne yapıp ne yapamayacağını bildikten sonra böyle çeşitli yazılımlar ile fit olmak gayet mümkün.

Ben Hillside’a üye olduğum günden itibaren tüm ölçümlerimin kaydını tuttum. Bunlara https://docs.google.com/spreadsheet/ccc?key=0AhjAPNxZ8i9fdDVadElNU2JRYW95TTJQTUdQME1qeGc&usp=sharing#gid=0 adresinden erişebilirsiniz. Hocaların kontrolünde geçirdiğim 6 ayda %15.6’dan ancak %13.8 yağ oranına düşebildim. Programın ilerleyen aşamalarında da o yağları geri aldım zaten. Bu verileri iyi bir şekilde analiz etmeye uğraştım çok, hocalara gösterdim fikir sordum ama yukarıda yazdığım gibi nafile. Hiçbirinden detaylı bir bilgi alamadım; aldığım tek cevap “Yap işte!” Sonuçta işi ele alınca, herşey değişiyor. Şuanda yağ oranım ? %11. Hedef ? %9. Ulaşırmıyım ? Tabiki. Çünkü ben en iyisini biliyorum. (Bir hocaya da %9 yağ oranına ulaşmak istiyorum demiştim. Cevabı süperdi. Ulaşıp napıcan ? Sonra yine geri alıcan o kiloları tıpış tıpış gelicen buraya. Takıl işte bu ayarda)

Siz siz olun, önce bi kendiniz araştırın şu işleri. Öyle genç PT’lere güvenmeyin, vaktinizi boşa harcamayın.

Hillside üyeliğin bitsin ilk yapacağım şey hayatta başarılı bir iş yapmış bir vucut geliştiricisinin açtığı marka olmayan ama oraya gidenlerle gerçek anlamda iletişim kurabilen, onlara fikir veren bir spor salonu bulmak. Hillside, Sports Int. kesinlikle gerçek anlamda fit olmak için gidilecek yerler değil. Verdiğiniz parayı kensinlikle hak etmiyorlar. Özel PT dersi ? Saçmalık!


Yazılar eğer ilginizi çekiyorsa aşağıya eposta adresinizi yazarak abone olabilirsiniz

Her yeni makale yayınlandığında size e-posta gönderilecektir.