İşim gereği epey fazla güneş enerjisi santralinin üretim verileri üzerine çalışıyorum. Veriler değişse de değişmeyen tek şey verilerin kayıplı halde olmaları. Özellikle Türkiye’de ki firmaların geliştirdikleri yazılım altyapıları bu işe uygun değil. Neden değil yazılımlar mı kötü? Hayır. Topolojileri kötü.
Nasıl?
2009 yılında ilk güneş santrali izleme sistemi ile tanıştım. Çok basit bir cihaz santralin içerisine konuşlanıyor; eviricilerden verileri topluyor ve internet varsa buluta gönderiyor, yoksa kaydediyor ve internet geldiğinde gönderiyor. Sonuç? 0 kayıp. Bunca yıl yurt dışında ve içinde bu topoloji ile çalıştıktan sonra Türkiye’de -bilhassa maliyet sebebi ile- geliştirilen izleme sistemlerini gördükçe üzülüyorum.
Türkiye’de sahaya özel bir izleme cihazı (datalogger) koymak yerine mevcutta bulunan RTU isimli cihazlara uzaktan erişerek (!) veriler okunmaya çalışılıyor. Bu cihazların içerisinde veri kayıt özelliği yok. Kullandıkları protokollerin anlık olması sebebi ile internetin çalışmadığı durumda uzak sunucu RTU cihazına erişemediği için veri kaybı oluyor. Hepsinden daha komik olanı ise çoğu tesiste her 1MW için bir tane sim kart kullanılıyor. 10MW demek, 10 tane sim kartı demek.
Bu kadar kötü bir topolojiyi oldurmak için yapılanlara bakarmısınız?
İlk bahsettiğim sistemi kurmak için biraz daha fazla bir yatırım gerekiyor; bu kötü topolojiyi kurmak içinse 1 teknikeri sahaya göndermeniz yeterli.
MW’ın 1mUSD mertebesinde ticaretinin yapıldığı güneş enerjisi santrallerinde izleme sisteminin 1.000 USD’sinden kaçınmak nedir gerçekten anlamıyorum.
En üzüldüğüm konu ise sistem ilk devreye alındığında ve veriler okunduğunda “Eeee bu da çalışıyor işte” diyerek “iyiki ucuz olanı almışız” demeleri. Düzenli olarak veri kaybı yaşayacaklarını, iletişim problemi yaşayacaklarını pek çok yatırımcı bilmiyor. Sonra bu neden düzgün çalışmıyor diye firmaya sorduklarında bahane hazır; sim kart bağlantısı kopmuş. Ücra köşelere kurulan GES’lerde sinyal varsa mutlu olmak lazım bence.
Güneş enerjisi santrali bir termik santral olmayabilir ama bu izleme sisteminin “dandik” olması anlamına gelmez. Yerli firmalar da mevcut sistemi kullanabilmek adına kırk takla atmak yerine kaliteye önem vermeli; bu iş için uygun özel cihazlar ve ağ topolojisi kurup devreye almalılar. Mevcutta kullanılan 61850/60870/DNP3 gibi haberleşme protokolleri bu işin doğasına uygun değiller. Kuvvetle muhtemel firmalar da bunun farkında ama “fiyat rekabeti” işi bu noktaya getiriyor.
Hatalı inşa edilmiş GES’lerin elden geçirilmeleri sonrasında da doğru düzgün çalışmayan izleme sistemlerinin elden geçirilmesine geleceğiz heralde.
Acaba panel çöplüğüne dönen GES’ler ileride izleme sistemleri çöplüğüne de döner mi?
Bir yanıt yazın