Bildiğimiz demokrasiyi Facebook mu öldürdü?

Geçen gün Mirgün Cabas’ın yeni kitabını gördüm, “2001, Eski Türkiye’nin son yılı”. İş hayatında artık kendi başıma bir birey olmanın bana kazandırdığı düşünce “acaba bu kitabı kimler alır?” oldu. Gerçekten bu kitabı kaç kişiye satabilirdi ki Mirgün Cabas? Heralde Türkiye’nin SES grupları çalışmamdaki A ve B grubuna anca satabilirdi ki onlar da Türkiye’nin çok küçük bir kesimi. Benim açımdan bu kesimin adı artık “sen, ben, o” kesimi. Tanıdık bildik yüzler.

Oysa AKP hükümetinin iktidara geldiği 2002 yılında başka birşey daha oldu biz fark etmeden; Facebook hayatlarımıza sızmaya başladı. Facebook sadece sosyal içerik sunan bir site değil, bunu algoritmik olarak sunan bir site. Facebook sizin neyi sevdiğinizi ve sevmediğinizi biliyor ve tüm içeriği size özel hazırlıyor. Ayrıca arkadaş çevrenizin de benzer görüşte olduğunu düşünecek olursak bu oluşan duruma “filtre balonu” diyebiliriz.

Bu filtre balonu ise sizin karşıt görüşlerden bihaber olmanıza yol açıyor. Listemde benimle benzer görüşte olmayan sadece 2-3 kişi var, onlar da askerlik zamanında tanıdığım kişiler. Askerliğini yapmış olanlarınız bilir; orada pek seçme hakkınız yoktur.

Bu filtre balonu bizi karşı görüşün fikirlerinden izole ederken karşı görüşü de bizim fikirlerimizden izole ediyor. İşte bu durum tam olarak  farklı görüşlerde olan kişilerin birbiri ile etkileşime geçemesine ve böl parçala yönet metodunun çok efektif çalışmasına sebep oluyor. Çok sevdiğim bir çocukluk arkadaşım CHP’nin kadrosunda etkin görevde. Onunla veya o’nu ziyaret ettiğim zamanlarda CHP’nın ilçe merkezinde çeşitli muhabbetler ile karşılaştığım oluyor. En çok dikkatimi çeken konulardan birisi ise insanların aktif siyaset aşamasında veya seçim öncesi gezilen mahallelerde insanların taraflarını belli etmemesi. Artık insanlara da kendinizi anlatarak bir siyasi görüşe çekemiyorsunuz. İnsanları ikna etmenin güncel yöntemi ise bilinçaltını yönetmekten geçiyor; yani siyasi politikanızın her şekilde ve sürekli onlara ulaşması.

Bu durumda ise dediğim gibi algoritmalara takılıyorsunuz. Birebir iletişimde fikirlerini açık etmeyen kişiler o masum Google arama kutucuğuna bütün beklentilerini yazıyorlar. Size göstermeden karşı partinin paylaşımlarını beğeniyorlar.

Bugünlerde en çok dikkat çeken konunun eski AKP MKYK üyesi Ayhan Oğan olduğunu söylememe gerek yoktur heralde. “Yeni bir devlet kuruyoruz” şeklindeki açıklaması ile AKP sempatizanlarının gönlünde taht kurmuş, diğer tarafın ise büyük tepkisine yol açmıştı. Bu tepkinin büyümesini istemeyen AKP kanadı ise bu açıklamayı kabul etmediklerini, doğru bulmadıklarını belirtir bir açıklama yayınladılar.

Buraya kadar herşey normal, bir şahıs görüşünü ve düşüncelerini savunuyor, bir grup karşı çıkıyor, diğer bir grup da kabul etmiyor. Lakin bu diyalog bütünlüğünü bize sunan kanallar; gerek dergi ve gazeteler, gerek Facebook ve twitter haberin yayılmasında çok farklı bir strateji izliyorlar. Ayhan Oğan’ın görüşlerini açıkladığı haber her iki tarafta da izlenirken, bu açıklamayı kabul etmeyen tarafı sadece bu tarafa karşı olan kişilerin haber akışlarında yer buluyor. Sonuç olarak AKP sempatizanları “Evet yeni bir devlet kuracağız” düşüncesine devam etmekte iken CHP sempatizanları “Haber yalanlandı” düşüncesini ediniyorlar.

Sadece güncel olduğu için bu örneği verdim. Daha fazla tık alabilmek için bu durumun tam tersini yapan CHP sempatizanı paylaşımları da pek çok kez görmüştüm.

Şimdi tekrar dönelim filtre balonuna. Bu filtre balonu biz fark etmeden gerçeklik algı anlayışımızı değiştiriyor. Aslında sadece benzer düşüncenin doğruluğuna inanıyoruz ve bizim fikrimiz asla ama asla eleştirilmiyor. Sonuçta ise hep istediklerimizin olduğu bir bilgi akışı bizi karşılıyor. Böl, parçala ve yönet’in en muhteşem hali Facebook’tur bence. Her kullanıcıyı kendi içine hapsetmiştir ve beğenmediği hiçbir karşıt fikri göstermemektedir.

Demokrasi demek karşıt fikirlerin de kendini anlatabilmesi demektir. İnsanların tartışması, anlaşması ve ortak paydada buluşarak karar vermesi demektir. Facebook icad oldu olalı ne karşıt görüş kaldı ne başka birşey. 2002’den beri tek parti iktidarı devam ediyor.

Siz facebook’a ne zamak katıldınız peki ?


Yazılar eğer ilginizi çekiyorsa aşağıya eposta adresinizi yazarak abone olabilirsiniz

Her yeni makale yayınlandığında size e-posta gönderilecektir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir